Heybeliada Sanatoryumu’ nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilmesine ilişkin davada verilen iptal kararı, üst mahkemece temyiz yolu kapalı olmak üzere 27 Aralık 2022’de kesinleştirildi. Adada yaşayan yurttaşlar, sanatoryumun yeniden hastane olmasını istiyor. – Dilek Şen
Heybeliada Sanatoryumu’nun tarihi, hukuki süreçleri, ve adada yaşayanların talepleri ile ilgili önemli gelişmeler yaşanmıştır. 1924’te Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi olarak açılan sanatoryum, 2005’te kapatılmış ve daha sonra arazisi ve binaları ‘İslami Eğitim Merkezi’ kurulması amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmişti. Ancak, bu tahsis, hukuki itirazlar üzerine iptal edilmiş ve iptal kararı 2022’de kesinleşmiştir. Adada yaşayanlar ve sağlık profesyonelleri, sanatoryumun yeniden sağlık hizmeti veren bir kurum olarak işlev görmesini talep etmektedirler .
Sanatoryumun geleceği konusunda çeşitli öneriler ortaya konmuştur. Sağlık örgütleri ve ilgili meslek grupları, Heybeliada Sanatoryumu’nun bir sağlık kuruluşu olarak yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtmektedirler. Önerilenler arasında Tüberküloz ve diğer akciğer hastalıkları üzerine araştırmalar yapabilecek bir tesisin kurulması, kronik akciğer hastalıkları için bir rehabilitasyon merkezinin oluşturulması ve bir Tıp Tarihi ve Tüberküloz Müzesi’nin açılması yer almaktadır.
Bu öneriler, sanatoryumun sadece bir sağlık kurumu olarak değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel bir miras olarak da değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. İstanbul Tabip Odası tarafından desteklenen bir belgesel projesi, sanatoryumun tarihini ve kültürel önemini vurgulayarak, adanın ve ülkenin sağlık hizmetleri gelişimindeki “hafıza” niteliğini ön plana çıkarmayı amaçlamaktadır.
Sanatoryumun yeniden fonksiyonel bir sağlık kurumu olarak hizmete girmesi, hem adada yaşayanların hem de genel olarak ülkenin sağlık ihtiyaçlarını karşılayabilecek önemli bir adım olacaktır. Bu, aynı zamanda sanatoryumun tarihi ve kültürel mirasının da korunması ve yaşatılması anlamına gelmektedir.